Kill La Kill İncelemesi
Herkesin aklında ne kadar iyi olduğuyla değil de “Öldür la Öldür” gibi şakalarla kazanmış anime, bu ününün dışında aksiyonuyla da izleyicinin aklında yer etmiştir.

Hikayenin Başlangıcı:

Honnouji Akademisi, ülkenin en prestijli ve seçkin akademisi olmasının yanı sıra “Goku” adı verilen ve okuldaki hiyerarşide konumu belirleyen, giyen kişiye süper güçler bahşeden üniformalara sahiptir. Bu hiyerarşide en tepede bulunan Satsuki Kiryuuin ve 4 seçkin, okuldaki tüm gücü ellerinde tutmakta ve kendi amaçları doğrultusunda yönetmektedirler.

Image

Ryuuko Matoi, babasının ölümünün ardından, kendisine miras kalan yarım makasla beraber babasının katilini aramak için yollara düşer. Matoi, katilin izlerini Honnouji Akademisi'ne kadar sürer. Ryuuko, yöneticisi olan Satsuki Kiryuuin ile yüzleşmek ister ama hiyerarşi ile yönetilen bu akademide, en alttaki engelleri aşmadan tepeye ulaşamayacağını anlaması uzun sürmez; ancak Matoi daha ilk engeli aşamadan takılır kalır. Üniformaların güçleri karşısında çaresiz kalan Matoi, işlerin bu şekilde yürümediğini kısa sürede anlar. Matoi bir çıkış aramaya başladığı sırada, evin bodrumunda “tesadüfen” kamui olan Senteksu adlı denizci üniformasıyla karşılaşır ve arayışı son bulur. Gün, intikam günüdür diyerek savaşmaya ve herbir engeli tek tek aşmaya başlayan Matoi için bugünler iyi günlerdir. 

Image

Aksiyon Sahneleri:

Öncelikle animenin aksiyon konusunda ne kadar doyurucu olduğu anlatmaya kelimeler yetmez. Her bölüm ayrı bir aksiyon olmakla birlikte, bunu hikayeye yedirerek bizlere sunması sıkıcı ve anlamsız savaşlar izlememizin önüne geçiyor. Savaş sahneleri için özenle seçilmiş müzikler animeden aldığımız keyfi iki katına çıkarıyor desem abartı olmaz; uygun sahnede Beethoven kullanıldığı gibi, kendi müziği olan –bence top 10’de yer alır- Blumenkranz isimli OST tam bir sanat eseri. Müzikleri yapan Hiroyuki Sawano'yu da burada anarak, saygılarımızı gönderelim. Her önemli savaş sonrasında, hikayedeki karakterlerin üniformalarının evrimleşmesinin getirdiği "bir sonraki savaşta acaba hangi yeni hamleyi öğrendi" ya da "nasıl bir özellik kazandı" gibi sorular aklımızı kurcalarken savaş sahnelerinin heyecanı gittikçe artıyor ve bizi animenin içerisine daha çok çekmeyi başarıyor. Fazla ecchi animesi izlemeyi sevmeyen ben bile "ana karakterlerin ne kadar çıplak kalırlarsa o kadar güçlenmesi" konusunda rahatsızlık duymadım, her ne kadar komik ve fan servis unsuru da olsa animenin başından sonuna o kadar güzel yerleşmiş ki, kıyafetin misyonu olduğunu düşündürüyor ve zerre rahatsızlık vermiyor. 

Hikaye İlerleyişi ve Sunumu:

Lafı uzatmadan direkt konuya gireceğim; animdeki plot-twist'ler adeta beni büyüleyerek animenin ne kadar harika olduğunu gözler önüne serdi. Kiryuuin’in annesinin arkasından işler çevirip onun kuyusunu kazmasından tutun da, Kiryuuin ile Matoi’nin kardeş olmasına, tüm bu olanların üzerine Harime Nui ile üvey kardeş çıkmalarına kadar gelişen ve her seferinde beklenmeyen yerden yakalayan hikaye ilerleyişi seyir zevkini doruklara çıkarıyor. Tüm bu harika savaş ve plot-twist olaylarının yanı sıra hayattan kesinti sayılabilecek türden bir insan manzaraları görmek de hoş detaylar arasındaydı: Mako ve ailesinin parayı bulunca sıcak aile ortamından uzaklaşıp, yalan ve iki yüzlülük üzerine kurulan ve para için her şeyi yapabilecek bir aileye dönüşmesi. Kiryuuin ile 4 seçkin arasındaki sadakat, arkadaşlık ve saygı temalarını da iyi bir şekilde anlatarak izleyicilere iletmeyi başarmıştır. Animenin yarısına kadar yarı gizli kalan Nudist Beach’in -gelmiş geçmiş en iyi örgüt ismi- olaylar üzerinde çok fazla etkisi olmasa da animeye farklı bir soluk getiren güzel bir yan unsur olarak karşımıza çıkıyor. 

Image

Animenin hikayesinde eksi yan olarak söyleyebileceğim yegâne şey; Mako’nun durmadan bir yerlerden fırlayıp başta eğlenceli gelen sonralarda sizi bıktıran el kol hareketleriyle bir şeyleri  anlatmaya çalışması. Hem hikayenin akışını bozuyor, hem de sinirlerinizi harap ediyor. İşin enteresan kısmı bu sahneleri animeden kesseniz veya ileri sarıp izlemeseniz nerdeyse hiç bir şey kaçırmazsınız. Animeyi biraz daha küçük yaş kitlelerine de hitap etmesi için konulmuş bu sahneler, uzun zamandır anime izleyen kitle için resmen işkence; her şeyi pollyannacılığa bağlayan ana karakterler istemiyoruz la!

Çizimler ve Müzikler:

Moe çizimlerden ziyade klasik çizimleri seven biri olarak, çizimlerin aşırı hoşuma gittiğini söyleyebilirim. Kullandıkları renk paleti animeye çok iyi oturmuş ve savaş sahnelerindeki atmosferin içinize işlemesini sağlıyor. Animenin daha hızlı ve daha az uğraşla çıkması için yapılmış olduğunu düşündüğüm 1. kademedeki öğrencilerin hepsinin tek tip çizilmiş olması 24 bölümlük bu uzun soluklu seride bir yerden sonra insanı çok fazla rahatsız etmeye başlıyor. “LÜTFEN bari saç şekillerini değiştirin!” diye yakarışlarım çok oldu.

Müziklerine gelecek olursak -biraz önce de söylediğim gibi- fazla söze gerek yok, mükemmelin ötesinde her biri; resmen birer sanat eseri. 

Animeye puanım 9/10.

Buraya kadar okuduğunuz için teşekkürler. İzlemeyen kalmamıştır muhtemelen ama yine de izleme linkini şuraya bırakıyorum. İyi seyirler!

21 yaşında anime izlemekten ve izlerken ki düşüncelerini başkalarıyla paylaşmaktan zevk alan bir kişilik.

Bu İçeriğe Tepki Ver (en fazla 3 tepki)

Yorumlar

https://www.animeler.net/assets/images/user-avatar-s.jpg

0 comment

Write the first comment for this!

Disqus Yorumları