Onunla Tanışın: Dilara Özden
Çoooook uzun bir aradan sonra "Onunla Tanışın" serimiz kaldığı yerden devam ediyor. 1 yıllık aranın ardından konuğumuz: Dilara Özden namı diğer AlternateCyborg.

S.S.: Merhaba Dilara, nasılsın? Sıhhatler, keyifler yerinde mi? 


D.O.: Merhabalar. İyiyim teşekkür ederim. Her şeyin sürekli değişiyor olmasina alışmaya çalışıyorum.

S.S.: Kendinden bahseder misin bize; kimdir Dilara Özden? Kaç yaşındadır? Eğitimini nerede tamamlamıştır? Cyberpunk sevdası nereden gelmektedir?

D.O.: Dilara 27 yaşında bir grafik tasarımcı/illüstratördür. Eğitimini MSGSU Grafik Tasarım Bölümü'nde tamamlamıştır. 

Cyberpunk’in kaotik görsel dünyası beni küçüklüğümden beri hep içine çekmişti. O zamanlar içinde barındırdığı felsefeyi ve alt kültürleri pek anlamıyordum. Sadece görsel olarak bu dünyadan keyif alıyordum ve ben de aynı şekilde görselleştirmeye başladım. Zaman geçtikçe bu dünyanın içerisinde daha zengin düşünceler barındırdığını ögrendim ve bu bana görsel dünyamı yaratmak için daha fazla ipucu verdi.

S.S.: Karantina günlerini nasıl geçirdin? Sosyalleşmek dışında senin için değişen şeyler oldu mu?

D.O.: Çalışmak dışında pek bir şey yapmadım. Bundan önceki hayatım da bu şekildeydi. Yaptığım işler bana çok keyif veriyor. Çoğu zaman hobim ve işim arasında bir fark göremiyorum. O yüzden kendi dünyamda kendimle ve işimle vakit geçirmek hoşuma gidiyor.

S.S.: Çok şanslı bir azınlıktasın. Çizmeye çok küçük yaşlarda başladın değil mi? İlk çizdiklerini anımsıyor musun? Hatta duruyorlarsa okurlarımızla paylaşmak ister misin?

D.O.: İlk çizimlerimin 'Ay Savaşçısı' oldugunu dün gibi hatırlıyorum. Hatta kendi kendime ufak bir alternatif manga bile yapmıştım. Onları şimdi bulmam mümkün değil tabii. Çok fazla ev değiştirdim. Kaybolup gittiler :)

S.S.: Ah, ne isterdik senin ilk Ay Savaşçını görmeyi, onun yerine çizim challange'ı için yaptığın Ay Savaşçısı'nı paylaşalım da, büyük teselli olsun bize. 

Okurken bir yandan da tasarım ajanslarında çalıştın ama özgünlüğünü ve özgürlüğünü kısıtlanmış gibi hissedip de yeniden kendi tarzını geliştirmek için mi yola çıktın? Neydi motivasyonun? Ve bu yolculuk başladığında neler hissetmiştin? Japonya maceran nasıl ortaya çıkmış? Orada neler yaptın? Bir daha gitme ya da orada kariyer yapma gibi bir planı var mı? 


D.O.: Ajanslarda çalışırken de çizmeyi hiç bırakmamıştım aslında. Mezun olduktan sonra hedefim direkt Japonya’ya gitmek değildi. Ilk olarak Londra’da bir tasarım ajansıyla anlaşmıştım. Birkaç aylığına oraya gidecektim. Fakat Tokyo’da daha iyi bir iş fırsatı yakalayınca her şeyi riske atıp denemek istedim. 

Tokyo’da ilk olarak bir IT şirketinde tasarımcı olarak çalıştım. Şirketin ürettiği yazılımlar için UI (user interface - kullanıcı arayüzleri) tasarımları yapıyordum. Daha sonra ise Japonya’dan dünyanın her yerine otaku ürünleri satan bir Amerikan şirketinde illüstratör ve grafik tasarımcı olarak çalışmaya başladım. Bu süreçte yavaş yavaş hayat tarzına alıştım diyebilirim. Fakat sosyal açıdan beni tatmin etmedi. İnsanlarla ilişkilerim hiçbir zaman samimi olamadı. Geçici arkadaşlıklar kuruyordum ve bu yalnızlık beni epey bunaltmaya başlamıştı. Kasım 2019’da Türkiye’ye geri döndüm.


S.S.: Samimi açıklaman için teşekkür ederiz, ülkene dönmüş olmana biz çok sevindik. Peki CD PROJEKT RED ile yollarınız nasıl kesişti?

D.O.: Oyun dünyasını hep yakından takip ettim. Her zaman hayatımın büyük bir parçası oldu. CDPR’i Witcher’dan beri biliyordum fakat o zamanalar kariyer hedeflerimden biri değildi. Cyberpunk 2077’nin ilk traileri duyurulduğu zaman hayal etmeye başlamıştım. Kendi dünyama çok yakın hissettiğim bir evren kurguluyorlardı. Fakat o zamanlar daha öğrenciydim. Yıllar içerisinde çıktığım bütün maceralar ve edindiğim deneyimlerden sonra oraya başvurmaya cesaret ettim. İlk başvurumda 'grafik tasarımcı' aramıyorlardı bile. Sadece CV ve portfolyomu gönderdim ve "ben buradayım" dedim. Olumlu bir cevap gelmedi tabii. Aylar sonra elemana ihtiyaçları olduğunu öğrenince tekrar gönderdim ve kabul edildim. ilk AAA oyun şirketi serüvenime böylece başlamış oldum. :)

S.S.: Yaptığın tüm çizimleri bebeğin gibi gördüğüne eminiz ama yine de “ya biliyor musun şunu ayrı bi’ seviyorum” dediğin çizimlerin var mı?

D.O.: Yaptığım her illüstrasyonda yeni bir şeyler keşfediyorum. Daha öncekilerde göremediklerimi görüp açıklarımı kapatıyorum. Bu hep ilerleyen bir süreç benim için. O yüzden sanırım asla bir favorim olmayacak. :)

S.S.: Çizim dünyanda eskiden alt notadan hissedilen erotizm bir tık daha fazlaydı sanki ve aslında görsel açıdan son derece de tatmin ediciydi. O dozu biraz azaltma nedeni nedir? Canımız ülkemizde olmak değildir inşallah? ☺ 


D.O.: Bu bir seçim değildi aslında. Tamamen görsel olarak beslendiğim kaynaklar değişmişti. Tokyo’da yaşamaya başladığımda her şeyin daha ufak tefek ve sevimli olduğu bir görsel dünyaya bakıyordum. O zamanlarda elimin ve çizgimin değişmeye başladığını hissettim. Bu sürecin üretim hayatımın sonuna dek böyle olacağını öngörüyorum. Hayat değiştikçe bu da değişmeye devam edecek.


S.S.: Şu an üzerine çalıştığın bir proje / bir seri var mı? Varsa birkaç güzel görsel alalım mı? 


D.O.: Su an arada çizmeye çalıştığım ufak tefek illüstrasyonlar dışında ekstra yaptığım bir proje yok. Açıkçası buna vaktim de yok. :)

S.S: Edebiyatla aran nasıl? Kitabını çizgi romana uyarlayabilseydim ne güzel olurdu dediğin ya da o yazsa ben çizsem dediğin bir yazar var mı? 


D.O.: Bu aralar pek iyi değil. Günümün yüzde doksanı ekran başında geçiyor fakat sanırım öyle olmasını dilediğim tüm kitapların bir şekilde görselleştirmesi yapıldı. Film / çizgi roman olarak.

S.S.: Hoodbase’de ilk kişisel sergini gerçekleştirdin ve aynı zamanda kurucu ortaklardan birisin değil mi? Hayatlarımız bir nebze de olsa normalleştiğinde başka sergiler düşünüyor musun? Ortaklaşa gerçekleşen ya da gerçekleşecek başka projeler var mı?

D.O.: Evet kurucu ortaklardan biri olarak adım geçiyor fakat fikir babası / anası tamamen In Hoodies ve Artemis Günebakanlı. Ben sonradan dahil oldum diyebilirim. Hood Base pandemi döneminden sonra hayatına tam gaz devam edecek. Maalesef ben devamında Türkiye’de olamayacağım icin daha fazla etkinliğe katılamayacağım.


S.S.: Çizmek, tasarlamak dışında Dilara neleri sever? Başka neler üretir?

D.O.: Oyun oynamayı severim. Oyun sektöründe çalışan pek çok kişiyi takip ediyorum. Özellikle youtuberları: Yong Yae, Angry Joe, Geeks&Gamers, Alanah Pearce gibi isimler.


S.S: Biraz da animelerle ilgili sorular soralım; cyberpunk evrenine ait bir çizerin sevdiği anime türü var mı merak ediyoruz? Şu an izlediğin bir yapım var mı mesela?
 


D.O.: Şu an yok fakat en son Dorohedoro’yu izledim. Fantastik bir distopyası var. Cyberpunk değil fakat post-apokaliptik bir evren.

S.S.: Animeler’in Audioban ile yaptığı etkinliğin tanıtım görselini sen çalışmıştın? O görselin hikayesini anlatır mısın bize? 


D.O.: Tokyo’ya gittiğim ilk aylarda yaptığım bir çalışmaydı. Her gün işe gidip dönerken kullandığım metronun kaotik atmosferini resmetmek istedim.

S.S.: Neyle çiziyorsun; elle mi, tabletle mi?
 


D.O.: iPad Pro kullanıyorum.

S.S.: Çizmeye/resmetmeye başladığında müzik sana destek oluyor mu? Çizerken dinlediğin favori müziklerin var mı? Varsa bizimle birkaç tanesini paylaşır mısın?
 


D.O: Genel olarak isimlerden bahsedeyim.


Gunship
 Perturbator
 Daniel Deluxe
 Mega Drive
 Samurai
 Scandroid
 Carpenter Brut

S.S.: İşlerini takip ettiğin çizerler kim?


D.O: Maciej Kuciara, Ash Thorp, Mad Dog Jones, Ilya Kuvshinov, Tatsuyiki Tanaka, Ex_Agon, kuurakuu, Kim Hu, Miss Jisu

S.S.: Okurlarımız seni hangi mecralarda bulabilir?

D.O: alternatecyborg.net
, instagram.com/alternatecyborg, twitter.com/alternatecyborg

S.S.: Türkanime izleyicisi ve animeler okuru arasında amatör pek çok çizer var ve son derece başarılılar. Özellikle kariyer olarak düşünen okurlarımıza, senpaileri olarak tavsiyelerin var mı? Ne yapsınlar, neyden uzak dursunlar?


D.O: Herkesin macerası kendine özgüdür aslında. Bir şeyi başarmak icin ne yapılması gerektiğine herkes kendi hayatının şartlarına göre karar verir. Ben de kendi yolumu düşe kalka buldum. Verebileceğim tek gerçek tavsiye; tek bir amaca yoğunlaşmamak ve yeni fikirlere açık olmak olur. Çizmeyi seviyorsanız bunu illa 'meslek' olarak idealleştirmeniz gerekmiyor. Kendi dünyanızı yaratmayı bırakmayın. Çünkü bu fikrin zaman içerisinde neye evrilebileceği hiç belli olmaz.


S.S.: Arigatou gozaimasu vaktini, bilgini bizlerle paylaştığın için.

D.O: Benim hikayemi dinlediğiniz icin asıl ben teşekkür ederim. Sağlıkla kalın :)

"Eşek kadar kadın çizgi film mi izlermiş" isyanına cevap olarak doğdum. Radyo ve TV ile başlayan iş hayatı, dergi ile devam etti ve 2006'dan bu yana dijital reklam sektöründe çalışıyorum. Hikaye kitapları (Aşk Yemeği Acılı Sever ve Yakıngörmez) yazdıktan sonra, şimdilerde bir roman üzerine çalışıyorum.

Bu İçeriğe Tepki Ver (en fazla 3 tepki)

Yorumlar

https://www.animeler.net/assets/images/user-avatar-s.jpg

0 comment

Write the first comment for this!

Disqus Yorumları