Bağımsız oyun geliştiricisi Reikon Games tarafından 2017 yılında piyasaya sürülen Ruiner daha önceden incelemesini yaptığım Hollow Knight gibi kısıtlı bütçeyle yapılan muhteşem oyunlardan biri. Tabi Reikon Games’in Team Cherry’den (Hollow Knight’ın yapımcısı) ayrılan bir özelliği var. Bu oyun Reikon Games’in daha doğrusu Reikon Games çalışanlarının ilk oyunu değil çünkü bu takım ayrı ayrı The Witcher serisi, Dying Light, This War of Mine, ve Shadow Warrior projelerinde çalışmış. Yani grubun ne kadar tecrübeli olduğunu siz düşünün.
Oyunu oynarken oyuna hakim olan bir anime havası sezdim. Zaten bir röportajda Ruiner’ın sanat yönetmeni Magdalena Tomkowicz bu iki durum hakkında "Ruiner farklı oyun janrlarından olan insanların aynı amaç uğruna bir araya gelmesi sonucu oluşan bir ürün. Bizim asıl amacımız Ruiner’ı geliştirmekti. Şirketse bizim bir araya geldiğimiz için oluşan bir araç. Bu oyunda gördüğünüz her şey gerek animelerden ve Japonya kaynaklı hikaye metinlerinden (klasik manga, light novel vb.) alıntılar olsun, gerek oyundaki entrikalar olsun ve gerek oynanış olsun hepsi işini seven ve işine gönlüyle bağlı olan insanlardan tarafından yapıldı." dedi. Bu yorumdan oyun geliştirme grubunun çok yönlü insanlardan oluştuğunu ve gerçekten de bu işe özen gösterdiklerini görebiliriz.
Oyunun hemen başında şöyle bir cümleyle karşılaşıyoruz: "Yıl 2091. Teknolojik gelişmelerin yayılması ve bilgisayarlaşma insanların doğasını zerre değiştirmedi aksine insanların hayatlarıyla oynamak hiç bu kadar eğlenceli olmamıştı."
Ardından ana karakterimiz (kendisinin bir adı yok) bir asansörde belirir ve kafamızın içinde bir ses duyarız. Kendisine "Wizard’ diyen bir adam ‘(3,2,1. All system online.) Şuanda Heaven’dasın. Burada olduğunu biliyorlar. Buraya Heaven’ın patronunu öldürmek için geldin. Dediklerimi yap yoksa ölürsün. Şimdi şu kontrolleri deneyelim." der ve oyunun kontrolünü bize verir.
Oyunun oynanışından daha sonra bahsedeceğim bu yüzden hikayeye devam ediyorum. Bölümde biraz ilerledikten sonra kafamızda başka birinin ‘Uyan!’ dediğini duyarız ama bir şey değişmez. Sonra bölümün bossunu yendikten sonra Heaven’ın patronunun ofisinin kapısını açmaya çalışırken elektrik çarpılırız. Evet kapı açmaya çalışırken elektrik çarpılırız. Merak etmeyin ben de garipsemiştim hatta sahneyi ilk gördüğümde "Yani anahtar kullan, şifre gir, silahla ateş et niye kolunu sokuyorsun mal mısın evladım?." demeden edemedim.
Wizard’ın bağlantısı elektrik çarpmasından dolayı kopar ve yerine sonradan sesini duyuduğumuz kişi bağlanır. Hackleyen hackleyene anlayacağınız. Kız ‘İyi misin? Çok mu geç kaldım? Heaven’ın patronunu öldürmen için senin beynini hacklediler. Bununla kalmayıp garanti olsun diye kardeşini kaçırdılar. Hemen buradan defol ve Rengkok South’a git!’ der. Çokta seçeneğini olmayan ana karakterimiz Rengkok South’a gider ve hikayemiz başlar. Oyunun açık dünyası Rengkok South’dan ibaret o da çokta büyük değil. Diğer gittiğiniz yerlere hikaye olarak sadece bir kere gidebilirsiniz ama seviye arttırmak için baştan baştan daha önceden oynadığınız bölümleri oynayabilirsiniz.
O zaman oyunun asıl güçlü tarafı olan oynanışa geçelim.
Oynanış: Ruiner shoot’em up ve hack and slash türlerinin bir kombinasyonu. Mouse'nizin orta tuşuyla istediğiniz zaman tabanca ve borunuza (yakın saldırı silahınız :D) geçiş yapabilirsiniz. Oyunda tabancanız oyunun shoot’em up, borunuzsa oyunun hack and slash kısmını oluşturuyor. Oyunun asıl dinamiği hızlı savaş sistemi ve oyundaki bir çok mekaniğin bu dinamik üzerine yapıldığını fark etmek çok da zor değil. Oyunun üç tane kritik mekaniği var slash (kesmek), dash (atılmak) ve shield (kalkan).
Slash ve dash: Sırasıyla mousenin sol ve sağ tıkı ile yapılan bu mekanikler (slah ve dash) oyundaki bir çok mekağinin ve yeteneğin birleşeceği adres.
Dash’in oyunda oldukça büyük önemi var çünkü düşmanların yanına yaklaşmak ve saldırılardan uzaklaşmak dash sayesinde oluyor. Dash’in ekstra mekaniği sağ mouse tıkına basılı tutmak ve dash yapabileceğiniz spesifik bir noktayı işaretlemek. Hatta bazı savaşlarda yürümek yerine sadece dash kullandığınız duruma geliyorsunuz. Çünkü durursanız ölürsünüz.
Slash’e değinmeme gerek yoktur heralde. Bildiğiniz düz vuruş.
Shield: Değiniceğim son kritik mekanik shield. Shield aklınıza getirebileceğiniz bütün saldırıları engelleyebilir ama süresi sizin enerji miktarınıza göre değişir.
Oyunda can barımız ve enerji barımız var. Düşmanları öldürdükçe can ve enerjinizi yenileyen tokenler düşürebilirsiniz ya da oyunda karşınıza çıkan health and energy pad denilen yerlerde enerjinizi ve sağlığınızı yenileyebilirsiniz.
Oyunda düşmanlardan ve suply denilen oyun alanına paraşütle düşen kutulardan kılıç ve tabanca gibi silahları alıp kullanabilirsiniz. Bu eşyalar kendi aralarında çeşitlenir ve istediğiniz zaman elinizden atabilirsiniz.
Oyunda silah alabileceğiniz diğer noktaysa ne isim vereceğimi bilemediğim şeyler.
Resimde gördüğünüz ok işaretlerinden oluşan şifreyi girdiğiniz zaman karakterin önündeki bölmedeki sılahı alabilirsiniz. Bazen kombinasyonu hızlı basmanız gerekiyor o zaman ben parmağımla ne yapacağımı şaşırıyorum. Yakın ya da uzak dövüş silahı olduğuna oyun karar veriyor ama genelde uzak dövüş silahı alıyorsunuz.
Peki bu oyunda level sistemi yok mu? Tabiki de var. Karma sistemiyle tanışın. Oyunun hikayesiyle de bağlantılı olan karma sistemi oyunun aslında exp sistemi. Oyunun hikayesine göre karma seviyeniz ne kadar yüksekse o kadar belalısınızdır ve insanlar size o kadar saygı duyar bu durum Sengkok South’daki bazı yerlere girebilmenizi ve bazı görevleri almanızı da etkiler yani seviyenizin yüksek olması iyi bir şey. Oyunda düşmanları öldürerek ve oyunun haritalarında saklanmış kutulardan aldığınız karmalarla seviyenizi arttırabilirsiniz. Karma seviyesinin oyunda kullanılan bölümüyse yetenek ağacınız.
Resimde gördüğünüz 13 yeteneğin 12'sini kullanabilirsiniz, sadece birkaçını geliştirebilirsiniz ya da birbiriyle kombine edebilirsiniz. Kalkanı güçlendirmek, dash’i güçlendirmek, hacklemek, fazladan suply istemek, eneji harcayarak canınızı arttırmak, slash’i değiştirmek daha neler neler. Kombinasyonlar sınırlı ama az değil oynama stiliniz size bağlı. İsterseniz dash, kalkan ve tabancaya abanarak benim gibi sürünebilirsiniz (bayılırım sürünmeye) ya da hack yeteneğiniz, project kalkanınız ve elektro patlamalarınızla düşmanlarınızı doğduğuna pişman edebilirsiniz. Tabi tabancanın son seviyesi her saldırıda enerji doldurmak onu almanızı tavsiye ederim.
Oyunda kombo sayacı da var. Ben en fazla 15X yapabildim maksimum kaça kadar çıktığını bilmiyorum.
Asya oyunlarında sıkça gördüğümüz harf ile performans değerlendirme sistemi Ruiner'da da mevcut.
Müzikler: Benim için Cyber punk evrenindeki müzikler sevmek için değil atmosferi yakalamak içindir. Peki bu oyun bunu sağlamış mı? Kesinlikle evet. Savaştayken bir anda giren müzik size sanki disko müziği çalan bir mezbahadaymışsınız hissi veriyor. Sengkok South’dayken giren müzikse bana ‘Şuan ortalık sakin olabilir ama burası mutlu olunacak yer değil.’ diyor.
Ruiner parasını hakkeden eğlenceli bir oyun. Diğer indie oyunlara göre biraz daha pahalı. Steam fiyatı 31 TL ama yılda zaten 8 defa indirime girdiği için pek problem olacağını sanmıyorum :D. Yani istek listenize almanız fena olmaz.
8/10
Yorumlar
0 comment